AHİ

EVRAN

AKTÜEL 

17

İslâm mimarîsinde dört halife 

döneminde(632-661) inşa edi-

len önemli mescitler Kûfe(635-

636), Basra(635) ve Fustat Amr 

Mescidi(641-642)’dir.

32

 Bu mes-

citler, etrafı kamışla, hendekle 

veya duvarla sınırlandırılmış ve 

yanlarında komutan evi(darü’l-

imâre) bulunan geniş alanlar-

dan ibâretti. Daha ilk dönemler-

de çok değişikliğe uğrayan ve 

“ordugâh mescitleri” olarak anı-

lan bu mescitler hakkında fazla 

bilgi bulunmamaktadır.

33

 Bu ne-

denle, Emevî dönemi (661-750) 

câmileri, ilk plân şemalarının olu-

şumu ve daha sonra inşâ edilecek 

câmilere örnek olmaları bakımın-

dan büyük önem arz etmektedir. 

Kapalı bir ibadet mekânı ve etra-

fı revaklı avludan meydana ge-

len câmi plânı bu dönemde olu-

şumunu tamamlayarak, bazilikal 

ve transept plânlı düzenlemeler 

ortaya çıkmıştır.

34

  Mescid-i Aksa 

(702), Şam Ümeyye(705-715), 

Kayravan Seydi Ukba(670-728), 

Halep Ulu(8. yüzyılın ilk yarısı) 

ve Harran Ulu câmileri (8. yüzyı-

lın ilk yarısı) önemli örneklerdir.

35

 

Çift katlı kemerleri, dört köşe-

li minaresi, mihrap önündeki ka-

burgalı kubbeleri ve tekerlekler 

üzerinde hareket eden minberi 

gibi özellikleriyle bilinen Kurtu-

ba Ulu Câmii ise (786-961) Endü-

lüs Emevileri döneminden kay-

dedilmesi gereken diğer önemli 

bir câmidir.

36

Abbasiler Dönemi (750-1258) 

ilk zamanlarında İslâm kültür ve 

medeniyetinde önemli gelişme-

lerin yaşandığı bir devirdir. Bu 

dönemin câmilerinde ise Mezo-

potamya ve doğu yapı gelenek-

lerinin tesiri görülmektedir. Ab-

basiler, Emeviler’in revaklı avlu 

ve kapalı ibadet mekânlarından 

meydana gelen çok ayaklı dik-

dörtgen plânlı câmi biçimlerini 

devam ettirmekle birlikte, tuğ-

la ile yapılan, ştuk (alçı) tezyi-

natlı ve âbidevî ölçülere sahip 

câmileriyle Emevi câmilerinden 

ayrılan farklı bir câmi mimari-

si ortaya koymuştur.

37

  Samer-

ra Ulu Câmii(848-852) İslâm 

mimârisinin en geniş mâbedi ol-

ması, Emevi yapılarının aksine 

tuğladan inşâ edilmesi, kemer 

kullanılmayarak düz damın doğ-

rudan doğruya ayaklara oturma-

sı, dışardan helezonik bir ram-

payla çıkılan malviye tipindeki 

minaresi ve avlusunun doğu ve 

batısında dörder sıra ayak üze-

rine oturan dörder, kuzey taraf-

ta ise üç sıra revaklarla çevrili ol-

ması gibi özellikleriyle bu döne-

min en önemli câmisidir.

38

  Dam-

gan Târ-ı Hâne(750-786), Ebu Dü-

lef(861-862) ve Nayin Câmiü’l-

Kebîr(960) Abbasilerin belir-

tilmesi gereken diğer önemli 

câmileridir.

39

 Minaresinin malvi-

ye tipinde olması, etrafındaki zi-

yadeler bölümü ve tuğladan ya-

pılması gibi özellikleriyle Samer-

ra Ulu Câmii ile benzerlikler gös-

teren Kahire’deki Tolunoğlu Ah-

met Câmii(876-879) ise zarif alçı 

süslemeleri bakımından da dik-

kati şayan başka bir eserdir.

40

  

Fatımi 

Dönemi 

(909-1171) 

mimarîsi belirli ölçüde Emevi, 

Abbasi özellikle de Ağlebi ve To-

lunoğlu mimarî anlayışından et-

kilenmiş olsa da, esas itibariy-

le belirgin bir şekilde Kuzey Af-

rikalı ve Berberi bir karaktere sa-

hiptir.

41

  Yapıların, iç ve dış süs-

lemelerinde kendine özgü Fatı-

mi zevk ve anlayışı ortaya konul-

makla birlikte, revaklı avludan 

oluşan çok ayaklı câmi plânı tek-

rarlanmıştır. Mehdiye(916), Ka-

hire Ezher(972), Sfaks(988), Ka-

hire el-Hakim(990-1003), Kahi-

re el-Cuyuşi(1085), Kahire el-

Akmer(1125) ve Kahire el-Talayi 

(1160) gibi câmiler Fatımîlerin en 

önemli câmileridir.

42

  

Karahanlılar Devri (840-1212) 

Anadolu öncesi Türk İslâm 

mimarîsi bakımından önemli bir 

yere sahiptir. Çünkü Türk İslâm 

mimarîsinin ilk örnekleri bu dö-

nemde ortaya konmuştur. Yapı-

larda önceleri kerpiç kullanılır-