Hizmet Kalite Standartları gereği has-
tanelerde planlama yapmak ve faali-
yetlerde bulunmak amacıyla AİK Ekip-
leri oluşturulmuştur. Türkiye Sağlık İs-
tatistikleri Yıllığı 2013 verilerine göre,
2013 yılındaki ilaç tüketimi bir önceki
yıla kıyasla %1.2 artış göstermiş olup
toplam tüketim miktarı 1 milyar 912
milyon 200 bin kutuya çıkmıştır. Kişi
başı ilaç tüketimi ise ortalama 24.9 ku-
tuyu bulmuştur. Ayrıca bu yıllıkta ülke-
mizde en fazla tüketilen ilaç grupları-
nın sindirim sistemi, enfeksiyona karşı
kullanılan antienfektifler, solunum, si-
nir ve kas-iskelet sistemi ilaçları oldu-
ğu da belirtilmiştir. Konu ile ilgili ola-
rak ülkemizin “AİK Ulusal Eylem Planı
2014-2017” kapsamında kanıta daya-
lı güvenilir bir kaynak olarak “Türkiye
AİK Bülteni” hazırlanmıştır. Bülten, bu
kapsamda yayın yapan ve Uluslararası
İlaç Bültenleri Topluluğu’na (Internati-
onal Society of Drug Bulletins) üye ba-
ğımsız ilaç bültenlerini kendisine ör-
nek olarak almaktadır. Türkiye İlaç ve
Tıbbi Cihaz Kurumu AİK ve İlaç Teda-
rik Yönetimi Dairesi tarafından hazırla-
nan ve üçüncü sayısı çıkartılan Türki-
ye AİK Bülteni Ekim 2014’den itibaren
her ay yayınlanmaktadır.
Akılcı ilaç kullanımında bireylere ve
topluma düşen en önemli sorumluluk
akılcı tüketimdir. Her konuda oldu-
ğu gibi AİK konusunda da riskli olan
gruplar bulunmaktadır. Bunlar hami-
lelik ve emzirme dönemindeki kadın-
lar, çocuklar, böbrek ve karaciğer yet-
mezliği olan hastalar, kronik hastalı-
ğı, ilaç/besin alerjisi öyküsü olanlar ve
yaşlılar şeklinde sıralanmaktadır. Top-
lumdaki tüm bireylerin AİK konusun-
da bilinçlendirilmesi gerekmektedir.
Ancak riskli gruplara verilecek olan
akılcı tüketime ilişkin eğitimler diğer
bireylere verilecek olan eğitimlere
göre daha öncelik arz etmektedir.
Akılcı olmayan ilaç kullanımının eği-
tim eksikliğinden başlayarak sosyo-
kültürel, ekonomik, yönetsel ve dü-
zenleyici mekanizmalardan kaynakla-
nan birçok nedeni vardır. Bu neden-
lerin çoğu birbirini etkilemekte ve
sorunu daha da karmaşık hale getir-
mektedir. Akılcı ilaç kullanımında he-
kim, eczacı, hemşire ve hastadan olu-
şan bir ekipten söz etmek mümkün-
dür. Her geçen gün artan ilaç tüketimi
ve savurganlığı nedeni ile tüm hekim,
hemşire ve eczacıların bu konuda ge-
rekli duyarlılığı göstermesi doğal bir
görevdir. Günümüzde az gelişmiş ül-
kelerde, bireyin hastalığının öncelikli
olarak teşhisi yerine şikâyetlerinin gi-
derilmesini temel alan bir yaklaşım,
özellikle yoğun hasta trafiği içerisin-
de çoğu zaman gündeme gelmekte-
dir. Bunun yanı sıra hastaların hekim-
den ilaç yazma beklentisi artmış du-
rumdadır. Hekimlerin ilaç yazmama
gibi bir seçenekleri ya çok azdır ya
da yoktur. Ülkemizde tıbbi ve teknik
olanakların sınırlılığı hekimler açısın-
dan ilacın sadece tedavi etmede değil
tanı koymada da bir yardımcı faktör
olmasını sağlamaktadır. Aynı zaman-
da pahalı olan ilaçların daha iyi oldu-
ğu, marka tutkunluğu, çok sayıda ila-
cın kullanılması, toplumun bu konu-
daki bilinç ve eğitim seviyesine bağlı
olarak da yaygınlık kazanmaktadır. Bu
konuda tüketicinin ilaçla ilgili istemle-
rini değiştirmeyi teşvik ve uyumu art-
tırmak için topluma sağlık eğitimi ver-
mek gerekmektedir. Ekipte bulunun
üyelerin bu konudaki bilgi, beceri ve
duyarlılıkları var olan ve olası sorun-
ların önlenmesinde etkilidir. Hastası-
nın durumunu ayrıntılı bir şekilde in-
celeyip tanısını koyduktan sonra mev-
cut ilaçlar arasından en uygununu se-
çip buna göre reçete yazacak olan so-
rumlu kişi hekimdir. Reçeteli ya da re-
çetesiz satılan bir ilacı almak için ecza-
neye gelen hastanın bilgilendirilmesi
açısından en kolaydan danışabileceği
kişi ise ilaç uzmanı eczacıdır. Hastane-
de ilaç kullanımına yönelik olarak has-
taya verilen bilginin pekiştirilmesin-
de, tedavi ekibinin vazgeçilmezi olan
hemşirelere de önemli görevler düş-
mektedir. Hemşirelerden hekim iste-
mindeki veya reçetedeki ilaçları doğru
yorumlamaları, verdikleri ilaç/ları ka-
yıt etmeleri ve hastanın ilaca tepkisi-
ni izlemeleri beklenmektedir. İlaçların
hazırlanması ve uygulanmasında has-
tanın güvenliğinin sağlanması esastır.
Bu nedenle hemşirenin ilaçları uygu-
lama becerisinin yanında ilaçlar hak-
kında yeterli bilgisinin de olması ge-
rekir. Hemşire ilacı vermeden önce ila-
cın etkisini bilmelidir. Bu yolla reçete
veya istemdeki yanlışlıkları fark edip
hekimle birlikte gerekli düzeltmeleri
yapabilir. Hemşirenin ilacın beklenen
farmakolojik etkisini, olası yan etkisi-
ni, uygulamada dikkat edilmesi ge-
reken durumları bilmesinin yanı sıra
ilaç-hastalık, ilaç-ilaç ve ilaç-besin et-
kileşimleri konusunda da bilgi sahibi
olması gerekir. Sonuç olarak hekim-
lerden, eczacılardan ve hemşirelerden
gerek mezuniyet öncesi gerekse me-
zuniyet sonrası dönemlerde AİK ilke-
lerini ve bu konuda kendilerine düşen
rolleri bilerek görevlerini yerine getir-
meleri beklenir.
Akılcı ilaç kullanımının sağlanması ko-
nusunda farkındalığın oluşturulma-
sı ve toplum bilincinin artırılmasın-
da hekim, eczacı ve hemşirenin yanı
sıra hasta/hasta yakını, diğer sağlık
personeli, sektör, düzenleyici otorite,
meslek örgütleri ve medya gibi diğer
grupların da sorumluluk sahibi taraf-
lar olduğu unutulmamalıdır.
Kaynaklar
--World Health Organization (1987). The rational use of drugs: report of Conference of Experts Nairobi, Geneva, http://who.int/en/.
--Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (2014). Akılcı İlaç Kullanımı http://www.akilciilac. gov.tr/.
-- Atasever İ (2013). İlaç piyasası özellikleri ve yapısı. Namık Kemal Üniv. Sosyal Bil. Enst. Yüksek Lisans Tezi, Tekirdağ.
--T.C. Sağlık Bakanlığı (2013). Sağlık İstatistikleri Yıllığı 2013, Sağlık Araştırmaları Genel Müdürlüğü. http://ekutuphane.sagem.gov.tr/
kitaplar/t.c._saglik_bakanligi_saglik_istatistikleri _yilligi_2013.Pdf.
--- Köse G, Subaşı U, Hatipoğlu S, Lenk H, Gönül E (2012). The importance of “patient nurse-physician-pharmacist” collaboration on
drug administrations. Marmara Pharmaceutical Journal 2012; 16(2): 115-119.
AHİ
EVRAN
AKTÜEL
33