AHİ
EVRAN
AKTÜEL
51
Suya bakan güzelliğin sudaki yan-
sımasına tutulması ve su ile hasre-
tinin sonsuz yolculuğu… Sevildi,
sevmedi; kaçtı, suyu gördü ve su-
daki yansımasına aşık oldu. Suya mı
yoksa sudaki yansımasına mı? Ya da
gözlerindeki o büyük sonsuzluğu
mu gördü de tutuldu?
Görmemeliydi, bilmemeliydi. Kimi,
neyi peki? Henüz bebek iken hak-
kında verilen hükme mi uymalıy-
dı? Neydi bunun sebebi? Terazi ne
diyordu? Bir susamışlık birikmiş-
ti şeffaf bedeninde, uyanmak ister-
cesine uzanıvermişti maviliğe, du-
ruluğa. Hüküm de vardı ya işin sır-
rında. O peri misali güzelliğe gö-
zükmeyen damlacıklarla nokta nok-
ta, hece hece yazılmıştı kaderi, ke-
haneti. Henüz bebek iken parıl pa-
rıl parlayan o alnına kaderin çizgile-
ri sırtlanmıştı. Hüküm veren kör bir
bilici… Görmeyen gözlerin ardında
su gibi görmüştü o güzelliği. Suda-
ki yeşerişini… Görmeyen gözler ka-
ranlıktan medet umarak seke seke
uzanıvermişti o güzelim bukleler
arasına. Anne Liriope merakla so-
ruvermişti kör bilici Teiresias’a: “Oğ-
lum ihtiyarlığa kadar yaşayacak
mı?” “ Kendisini asla tanımamak şar-
tıyla evet, yaşayacak,” demişti kör
bilici. Kimse bilemedi, anlayamadı
bu sırrı. Yorulup halden düşecekti
bir gün o güzellik ve uyanıverecek-
ti duru gölün başında. Kendisi oldu-
ğu gerçeğini bilemeyip aşk suyun-
da hülyalara dalacaktı.
Narkissos on altı yaşına geldiğin-
de o kadar yakışıklıydı ki bir çok kişi
ona aşık oldu. Ama onun kalbi buz
gibiydi, mağrurdu. Onu en çok se-
ven güzel peri Ekho idi. Ekho güzel
sesiyle tanrıların gazabına uğramış-
tı. Bir anda tutuluverdi Narkissos’a.
Diğer aşıklar gibi o da reddedildi.
Günden güne eriyip gitti, kehanete
eşlik edip son duasını duyurdu Tan-
rılara. Narkissos da tıpkı onun gibi
aşk acısı çekmeliydi. İşte o an baş-
ladı her şey. Yorgun argın yürüdü
berrak gölcüğe Narkissos. Uzanır-
ken elleriyle suya, gördü orada bir
yansıma. Ah etti içten içe bakakaldı
o güzelliğe. Bir başkası sandı ve aşık
oluverdi ona… Kendine …
“Yorulup halden düşmüş bir güzel-
lik, varıp billur suda arınmaya. Eği-
lirken durgunluğa, gördü onu bir
peri. Bir safilik, bir masumiyetlik.
Anlamaz kim olduğunu, oluverir
miskin aşık. Hiç sormadan, söylen-
meden bekler an be an. Aynı anda
ona eşlik eden güzelim bukleler ve
çiçekler… Ah ediverir yürekten. Ahı
bir buhar olup selam verir bulut-
tan. Bulut feryada yetişir de gönde-
riverir damla damla gözyaşı. Göz-
yaşları dökülürken billur suya. Geri
gelmiş ahlarla bu güzel ahuya. Bir
ay dalgalanır mavi suda. Eğilir, do-
kunur suya hayale dokunmak ister-
ken. Hayal yol almıştır sonsuzluğa
çoktan. O farkına varmadan.”
Su, Akis, Ayna ve…
Narkissos mitosu edebiyatta bir-
çok metne kaynaklık etmiştir. Nar-
kissos ve onunla birlikte anılan Ner-
gis çiçeği farklı bir öykü mozaiğidir.
Edebiyatta su ve ayna metaforlarıy-
la kaleme alınan birçok eser vardır.
Birbiri ile yakınlık gösteren birkaç
örnek verelim:
Tanpınar için vazgeçilmez bir kahra-
man olan Ophelia, anlamlı bir figüre
ve zamanla bir sembole dönüşmüş-
tür. Bunu çoğu eserlerinde farkede-
biliriz. Hamlet’in Opheliası’dır bu. Ir-
makta şarkı söyleyerek suya gömü-
len güzellik. Bütün masumiyeti ve
güzeliği ile genç yaşta ölen derin bir
kahramandır. Burada Ophelia’ya de-
ğinmemin sebebi Narkissos miti ile
benzerlik göstermesidir. Kimsenin
anlam veremediği karşılıksız şar-
kıyla suya gömülen Ophelia, san-
ki mitin iki ögesini, kendi yankıla-
nan sesinden ibaret kalan su perisi
Ekho’yla, sudaki görüntüsünün pe-
şinde, ardında bir nergis çiçeği bı-
rakarak suya gömülen Narkissos’u
aynı imgede toplamış gibidir.
Yahya Kemal’in şiirlerinde de su im-
gesi buna benzerdir. “Deniz” şiirin-
de:
“Ummana çıkar burada bugün
beklediğin yol, at kalbini girdaba,
açıl engine, ruh ol!”
Yine ”Mehlika Sultan” şiirinde Meh-
lika Sultan’a aşık yedi gencin suya
atlamasından bahsedilir.
Mehlika’nın kara sevdalıları
Vardılar çıkrığı yok bir kuyuya,
Mehlika’nın kara sevdalıları
Baktılar korkulu gözlerle suya.
Gördüler:” Aynada bir gizli cihan…
Ufku çepeçevre ölüm servileri…”
Sandılar doğdu içinden bir an
O, uzun gözlü, uzun saçlı peri.
Su çekilmiş gibi, rüya oldu!
Erdiler yolculuğun son demine;
Bir hayal âlemi peyda oldu,
Göçtüler hep o hayal alemine.
Burada da aşık yedi gencin sudaki